Kocaeli Malatyalılar Derneğinin 27.03.2022 tarihinde Derince'de yer alan dernek binasında 8. Olağan Seçimli Genel Kurulu gerçekleştirildi.

Mevcut başkan İlkin Doydum’un tek aday olarak girdiği seçimde tüm oylari alarak tekrar başkan seçildi. Listesinde bazı değişikliklere yer veren İlkin Doydum ilimizin bürokrasi ve iş kesiminden tanınmış simalarından oluşan yepyeni enerjik bir yönetim olusturduk, listede Kurucu Başkan Mehmet Haskul, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Müdürü Mehmet Demirel, Darıca İlçe Sağlık Müdürü Dr. Ulaş Doğan, Çayırova İlçe Milli Eğitim Müdürü Azmi Tunç, emekli Cumhuriyet Hakimi Nurettin Temur, Gebze Bölgesinin sevilen İnsanlarından Ercan Yılmaz, Gülay Körükmez, Memet Kaya, Memet Yılmaz, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Araştırma Görevlisi Osman Kazgan, Atatürkçü Düşünce Derneği Kocaeli Şubesi Başkanı Taylan Bingöl.

34 kişilik yeni Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulunun belirlendiği kongrede yeni yönetim olarak bayrağı daha da ileri götürmek için elimizden gelenin fazlasını yapacaklarını, Kocaeli de yaşayan her Malatyalı ya ulaşmak ve sorunlarınin çözümü için var gücü ile çalışacaklarını söyledi.

Yeni oluşumda ana kademe yönetimimiz kadın kollarımız ve gençlik kollarımızı daha aktif kullanarak siz hemşehrilerimize hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Hepimize hayırlı uğurlu olmasını dilerim. Sosyal yardımlaşmanın artarak devam edeceğini belirten İlkin Doydum kapanış konuşmasında tüm Malatyalılara ve katılımcılara teşekkürlerini sunarak selamlamasını yaptı.

Ayrıca ilimizin taninan iş adamlarindan Cezmi çiçek’in yeni kurulacak Kocaeli MASİAD Malatyalı Sanayici ve İş İnsanları derneğine başkan olması kararlaştırıldı.

Yönetim Kurulu Listesi

İlkin DOYDUM, Mehmet Haskul, Ercan YILMAZ, Gülay KÖRÜKMEZ, Özgür GÜVEN, Ulaş DOĞAN, Mehmet ÖZDEMİR, Azmi TUNÇ, Memet YILMAZ, Taylan BİNGÖL, Mehmet DEMİREL, Osman KAZGAN, Mehmet Erol AKBALABAN, Bilal KANDEMİR, Memet KAYA, Meltem DOYDUM, Esengül HASKUL, Hatice ORUNCAK, Fatoş DURAK, Ersoy KANDEMİR, Mert Can DOYDUM, Haşim AKBAŞ

Denetim Kurulu

Şerif MAVİŞ, Yaşar GÜZEL, Cemal DEMİREL, Müslüm GÖKALP, Erdal DOYDUM, Vahap HASKUL

Disiplin Kurulu

Nurettin TEMUR, İhsan AYDIN, Zeki KİLİK, Ahmet GENÇ, Müslüm KORKMAZ, İbrahim KARADENİZ

 

 

-------------------------------------------------------------------

Malatya Tarihi

Doğal, tarihi ve kültürel bereketi ile yıllar boyunca tarih sayfalarında önemli bir yer edinen Kayısı Diyarı Malatya, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Havzası'nda yer almaktadır. Güneydoğu Torosların yüksek batı kısmını oluşturan sıradağlar, ilin güneyinde geniş yer kaplar. Bu dağ sıralarının kuzeyinde Malatya Ovası uzanır. Bu büyük ovayı Tohma Suyu ikiye böler. Fırat, Tohma, Söğütlü, Sultansuyu, Beylerderesi, Derme Suyu, Kuru Çay, Sürgü ve Şiro Çayı Malatya'nın belli başlı akarsularıdır. Malatya sınırlarında plato ve ovalar geniş yer tutar. Başlıca ovalar Malatya, Doğanşehir, İzollu, Akçadağ, Yazıhan, Mandıra, Distrik, Erkenek, Mığdı, Sürgü ve Çaplı Ovalarıdır.

Üç kıta arasındaki ticaret ve kültür alışverişlerinin yapıldığı yolların kavşak noktasında bulunması, Malatya'nın tarihi ve kültürel önemini artırmıştır. Bu özelliği Malatya‘yı tarihin her döneminde önemli kılmış ve dikkatleri hep üzerine çekmiştir. Kültepe vesikalarında "Melitae'', Hitit vesikalarında "Maldia", Asur vesikalarında "Meliddu , Melide, Melid, Milidia", Urartu kaynaklarında "Melitea", Roma ve Bizans kaynaklarında "Melitene", Arap kaynaklarında "Malatiyye" olarak ifade edilen şehir Türkler tarafından "Malatya" olarak adlandırılmıştır. Hititçe'nin çözülmesinde büyük katkıları bulunan Çek bilgin Bedrich Hrozny, şehrin adının Hititçe'de " bal ve meyve bahçesi" anlamına geldiğini söylemiştir. Hitit hiyeroglif metinlerinde Malatya, dana başı veya boğa ayağı ile gösterilmektedir.

Malatya’nın tarihi Hititlere dayanır. Merkez ilçenin 4 km yakınında Aslantepe Höyüğü’nde M.Ö. 8. asra ait Hitit Sarayı çıkmıştır. Hititlerden sonra bu bölgeye Hitit asıllı Kargamış Krallığı, Mitanniler, Hurriler, Sami Babilleri, Asurlular, Medler ve M.Ö. 6. asırda Persler, daha sonra Kommagene Krallığı, Pontus Krallığı, Patlar, Sasaniler ve Romalılar hâkim olmuştur. M.S. 395’te Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Malatya, Doğu Roma’nın (Bizans) payına düşmüş, Bizanslılar Malatya’yı eyalet merkezi yapmıştır. Habib İbn-i Mesleme komutasındaki İslâm ordularının Malatya’yı fethetmesinin ardından kent 655-712 ve 735-757 arasında 79 sene İslâm Devletinin sınır şehri olmuştur. İslâm Devletindeki iç çekişmeleri fırsat bilen Bizanslılar, Malatya’yı işgal etmişlerse de 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra 1085’te Selçuklular Malatya’yı fethetmiştir. Malatya, 1135-1175 seneleri arasında 40 sene boyunca Selçuklulara bağlı Danişmendoğulları’nın başkenti olmuştur. Kent, Selçuklulardan sonra İlhanlılara ve daha sonra Memlûklulara geçmiş, 1516’da Yavuz Sultan Selim Han Memlûk Devletine son verince Malatya, kesin olarak OsmanlıADevleti’neKkatılmıştır.

Osmanlı Dönemi’nde Malatya, merkezi Maraş olan Dulkadir Beylerbeyliğinin (eyaletinin) beş sancağından biri olmuş, 18. yy ortalarında iç ayaklanmalar sebebiyle Kahramanmaraş’tan ayrılarak Diyarbakır Eyaleti’ne bağlanmıştır. Tanzimat’a kadar sönük bir devre geçiren Malatya Tanzimat’tan sonra Mâmûretü’l-Aziz Eyaleti’nin üç sancağından birinin merkezi olmuştur. Birinci Dünya Savaşı başında İç Anadolu’nun merkez şehirlerinin büyüklerinden biri hâline gelmiş ve Cumhuriyet Dönemi’nde il olmuştur. 1931’de demiryolunun Malatya’ya varması ve 1937’de şehrin demiryolu ile Sivas’a bağlanması kalkınmasının yolunu açmıştır.

Kayısının Başkenti Malatya’mızın ekonomisi sürekli büyümekte, ilimiz turizm, sağlık, sanayi, eğitim başta olmak üzere pek çok alanda pozitif gelişme göstererek her geçen gün daha cazip, daha yaşanabilir bir şehir olarak parlamaya devam etmektedir.

Malatya kökeni nereden gelir?

Etimoloji. Malatya'nın adı Kültepe tabletlerinde Melita olarak, Hitit tabletlerinde "Maldia" olarak geçmektedir. Malatya'nın isim kökü Hititçede bal anlamına gelen "melid"den türediği ve Hitit kitabelerinde "öküz başı ve ayağı" ile ifade edildiği belirtilmiştir. "Melit+ava" ise "bal ülkesi" anlamına gelmektedir.

Malatyanın ismini kim koydu?

Pline'ye dayanarak Malatya'nın Asur kraliçesi Semiramis tarafından "Meliten" adıyla kurulduğunu kayıt eder.

Kayısının faydaları nelerdir? Kayısı zayıflatır mı?

Bilimsel olarak Prunus Armeciaca olarak isimlendirilen kayısı gülgiller familyasından gelen besleyici bir meyvedir. Kayısı, ince bir kabuğa ve keskin, yumuşak bir ete sahip, turuncu renkli küçük bir meyvedir. Çok yönlü meyvelerden biri olarak görülen kayısı dünyanın birçok ülkesinde yetiştirilmesine rağmen, daha çok Akdeniz'e yakın olan ülkeler ile Avrupa ve Asya kıtalarında yetişmektedir.

Kayısılar A, C, E, K vitamini ve niasin gibi vitaminler, küçük miktarlarda diğer kilit vitaminler ve buna ek olarak bakır, potasyum, manganez, fosfor, magnezyum ve zengin mineral içeriğine sahiptir. Kayısılar ayrıca mükemmel bir diyet lifi kaynağıdırlar. Şimdi kayısının faydalarına daha yakından bakalım…

KAYISININ FAYDALARI

Kayısıların sağlığa çok fazla faydası vardır. İşte onlardan bazıları:

Kayısı sindirim sağlığını destekler

Kayısıların içindeki çözünebilir lif, dışkılara hacim katarak sağlıklı bağırsak hareketini destekler. Lif ayrıca yağ asitlerini hızlı bir şekilde parçalara ayırır ve bu da sindirimi artırır. Meyve içindeki lif, kabızlık ve şişkinlik gibi diğer sindirim sorunlarını da tedavi eder.


Diyabet tedavisine yardımcı olabilir


Kayısılar kalori ve karbonhidrat açısından oldukça düşüktür (bir meyve sadece 17 kalori ve 4 gram karbonhidrat içerir). Çok iyi bir diyabet diyetinin bir parçası olabilirler. Ve içerdikleri lif kan şekeri seviyelerini düzenleyebilir. Kayısılar da düşük bir glisemik indekse sahiptirler (yani kan şekeri seviyelerinizde sürekli bir etkiye sahip oldukları ve seviyeleri çok fazla çürütmedikleri anlamına gelir). Ayrıca kan şekeri seviyelerini artıran bir antioksidan görevi gören E vitamini açısından da zengindir.

İltihapla savaşır

Sadece kayısı değil, aynı zamanda çekirdeklerinin de inflamasyonu hafifletmede etkili olduğu bulunmuştur. Kayısılar, osteoartriti ve diğer inflamatuar artrit oluşumlarını önleyebilen bir kimyasal olan beta-kriptoksin açısından zengindir. Kayısıda bulunan magnezyum da enflamatuar ağrıyı hafifletebilir.

Görme yeteneğini geliştirir

Düzenli meyve tüketimi azalmış görme kaybı riskiyle bağlantılıdır. Fakat daha önemlisi, kayısılar karotenoidler ve ksantofiller açısından zengindir ve yapılan araştırmalarda bu pigmentlerin yaşa bağlı görme bozukluklarını önleyebileceğini göstermiştir. Kayısılar gözler için başka önemli bir besin olan A vitamini içerirler. Ayrıca retinol, yaşa bağlı makula dejenerasyonunu önler. Yine yapılan araştırmalara göre, kayısı çekirdeği ekstresinin topikal uygulaması göz yaşı üretimini uyararak göz kuruluğunu azaltabilir.

Karaciğer hasarını önler

Çalışmalara göre, kayısılar karaciğer hasarına karşı koruyabilir ve karaciğer yağlanması semptomlarını hafifletebilir. Daha da ilginç olarak, organik kayısının karaciğer rejenerasyonunu teşvik etmede etkili olduğu bulunmuştur.

Kalbinizi korur

Kayısının içindeki potasyum kan basıncını düşürür ve bu nedenle kalp krizlerini önleyebilir. Kayısıda bulunan lif kolesterol seviyelerini düşürerek ateroskleroz gibi kalp ile ilişkili hastalıkları önler.

Kilo vermeye yardımcı olur

Kayısıda bulunan lifler, uzun süre tok olarak kalmanızı sağlar ve sağlıklı kilo vermenize katkıda bulunur. Buna ek olarak kayısıdaki besinler bizi tok hissettiren ve iştahımızı kontrol eden bazı beyin hücrelerini (tanyositler olarak adlandırılır) uyarır. Kayısılar metabolizmayı da hızlandırarak kilo vermenize neden olabilir.

Kemik sağlığını geliştirir

Kayısılar aynı zamanda kemik gelişimi ve sağlığı için önemli olan kalsiyum bakımından da zengindir. Daha da önemlisi, potasyum da uygun emilim ve kalsiyum dağılımı için önemlidir. Ve kayısılar da potasyum açısından zengindir. Çalışmalar kayısıların ayrıca menopoz sonrasında kadınlarda kemik kaybını ve hatta kemik metabolizmasını değiştirdiğini göstermektedir.


Anemi tedavisinde yardımcı

Kayısı da anemi tedavisinde yardımcı olan iyi bir demir kaynağıdır. Demir hemoglobin üretimini geliştirir ve bu da kan kalitesini artırır.

Kulak ağrısına iyi gelir

Bununla ilgili henüz az sayıda araştırma olmasına rağmen, bazı kaynaklar etkilenen kulağa iki ila üç damla kayısı yağının damlatılmasını acıyı azaltabileceğini göstermektedir.

Solunum yolu hastalıklarını tedavi eder

Bunlar astım, soğuk algınlığı ve griptir. Kayısıdaki E vitamini bir antioksidan gibi davranır ve serbest radikallerle savaşır. Bu süreç bağışıklığı artırır ve soğuk algınlığı ve grip gibi sorunları önler. Kayısılar ayrıca ateşi tedavi etmede yardımcı olan beta-karoten bakımından zengindir.

Kırışıklıkları giderir

Kayısı çekirdeğinden hazırlanan bir peeling, cilt yüzeyindeki eski ölü deri hücrelerinden kurtulmanıza ve hücrelerinin yeniden canlanmasına, cildin hasar görmüş yüzey hücrelerini yok ederek ince çizgilerin ve küçük kırışıklıkların giderilmesine yardımcı olur. Kayısı yağı, cildin netliğini, esnekliğini ve elastikiyetini korumaya destek olur. Diğer meyve yağları ile cildinizi yumuşatmak için bir yüz maskesi olarak kullanılabilir. Ciltte canlandırıcı ve besleyici etkileri nedeniyle sıklıkla aromaterapi masajında kullanılır. Çok yumuşak bir doğal yağ olan bu ürün, bebek ürünlerinde de kullanılır.

Cilt bozukluklarının tedavisi

C ve A vitaminleri bakımından zengin olan kayısı yağı hassas ciltler için mükemmeldir. Anti-inflamatuar özellikleri, dermatit ve egzama gibi cilt bozukluklarının tedavisinde etkilidir. Kayısı yağı, diğer esans yağları ile birlikte, cilt rahatsızlıkları üzerinde yatıştırıcı bir etkiye sahiptir. Bununla birlikte, herhangi bir yan etkiyi önlemek için kullanmadan önce bir doktora danışmanız tavsiye edilir. Topikal olarak uygulanması güneş yanığı, egzama ve uyuzun neden olduğu kaşıntıdan kurtulmaya da yardımcı olur.

Saç büyümesini artırabilir

Kayısı yağındaki E vitamini sağlıklı saç gelişimini destekler ve saç kaybını önler. Bu vitamin, yağlı asitlerle birlikte, serbest radikallerden zarar görmesini engelleyerek koruyucu görevi görür.

Saç derisi sorunlarını tedavi eder

Kayısı yağı, cilt sağlığını ve onarımını destekleyen A ve E vitaminlerini içerir. Böylece, kuru kafa derisi, sedef, kepek ve egzama gibi sorunlar için harika bir ev ilacıdır. Bu yağ, kuru veya mat saçlar için nemi geri yükler.