Nihayet kısmen de olsa  romatologlar bile bu konuyu dillendirmeye başladı. Bodrum’da düzenlenen 9. Anadolu Romatoloji Günlerinde konuşan Doç. Dr. Ömer Karadağ her ne kadar D Vitamininin otokrin ve parakrin düzeydeki yani tüm hücrelere girerek gördüğü işlevlerden bahsetmiyor olsa da en azından D vitamini sentezlememizi sağlayan  UVB ışınlarının dünyaya ulaştığı saatleri doğru olarak aktarmaya başladılar. Saat 10.00 - 15.00 arasında 20 -30 dakika güneşlenilebileceğini artık pek çok doktor biliyor. Maalesef hala 11:00 -16:00 saatlerinde güneşlenmeyin diyen kendini güncelleyememiş doktor sayısı da az değil. 

 

Ne zaman, nerede, ne kadar, nasıl  güneşlenmemiz gerektiğini içeren bu dosyamızı (1)  mutlaka okuyunhttp://woto.com/ne-zaman-guneslenmeliyiz

 

Bugünkü yazımızda ise güneşin yani UVB ışınlarının D vitamini sentezlemenin dışında sağlığımız için diğer faydalarını ve güneşin bu nimetlerinden yararlanabilmek için vücudumuzun güneşle ne kadarının temas etmesi gerektiği konularını aktaracağız.

 

 

UVB Işınlarının D Vitamini sentezlenmesinden başka pek çok yararı var.

Güneşin UVB ışınlarından yararlanmak çok eskiye dayanıyor. Pek çok hastalığın tedavisinde geleneksel olarak kullanılmış ancak bilimsel temellere daha sonra dayandırılmış. Hatta fototerapi adı altında yapay UVB ışınlarıyla çeşitli tedaviler geliştirilmiş. Işıkla tedavinin insan vücudunda nasıl kullanılabileceği 40 yıl önce Richard J. Wurtman tarafından araştırılmış ve detaylarıyla yazılmış (2).

 

 

Dr. Mercola ise UVB'nin yararlarını aşağıdaki 14 maddede özetlemiş. (3) 

 

1- Endorfin salgısını tetikleyerek ruh halini iyileştir ve enerjiyi arttırır.

2- Sedef, vitiligo, atopik dermatit ve skleroderma hastalıklarını tedavi eder.

3- Melatonin salgısının düzenlenmesinde etkilidir.

4- Antibiyotiklerin icadının öncesinden beri tüberküloz tedavisinde etkilidir.

5- Koltuk altlarının sterilizasyonunu yapar böylelikle ter kokusu önlenir.

6- Gözlerimizi kanalıyla bize ulaşan güneş ışınları vücudumuzdaki önemli biyoritmleri senkronize eder.

7- Melanomdan (cilt kanserlerinin en kötü türü) korur ve melanomdan ölüm ihtimalini azaltır.

8- MS (mültipl skleroz) hastalığından korur ve MS 'in semptomlarını baskılar

9- Nitrik oksit (NO) salgılanmasını tetikler. Bu da,

9.1. Cildi UVA ışınlarının zararlarından korur,

9.2. Kalp damar sistemini korur,

9.3.Anti mikrobik etkisiyle yaraların iyileşmesine yardımcı olur,

9.4.Kansere karşı savaşta da etkilidir.

10-Fibromiyalji ağrılarını azaltır, dindirir.

11- Yeni doğan sarılığını tedavi eder.

12-Mevsimsel Duygu Durum Bozukluğu hastalığını tedavi eder.

13-Vücut ısısını düzenler.

14- T Hücre lenfoması hastalığını tedavide etkili olabilir. 

 

Güneşin yararları ve D vitamininin önemi pek çok bilimsel yayında vurgulanıyor. ABD'deki bazı önde gelen üniversiteler “bilimsel fikir birliği (konsensüs) makalesi” başlığıyla güneş ışığı ve D Vitamininin insan sağlığı için vazgeçilmez olduğunu açıklamış ve kamu otoritelerine çağrı yaparak bu konuda halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini söylemişler. (4)

 

Güneşin nimetlerinden yararlanabilmek için vücudumuzun ne kadarı güneşle temas etmeli?

 

Bu konuda yazılan yabancı yayınları biraz taradık. Hepsinde ortak olan görüş vücudun ne kadar büyük bölümü güneş ışınlarına maruz kalırsa o kadar faydalı oluyor.

 

Örneğin, Natural HealthPerspective'den “Maksimum D vitamini üretebilmek için güneşe maruz kalınan süreden daha önemlisi vücudun ne kadarının güneş ışınlarına maruz kaldığıdır. Buradaki düşünce kısa bir sürede vücudun büyük çoğunluğunun güneşe maruz kalmasıdır. Çünkü cildin kızarması ve güneş yanığı olması istenmez.” Yine aynı yazıda Hawai sörfçülerinden bir örnek verilmiş ve “mayo ile yaz güneşinde 20 dakika kalarak bir seferde 15.000  20.000 ünite D Vitamini ürettikleri tespit edilmiş.” (5)

 

D Vitamini Konseyinin sayfasında yayınlanan bir yazıda Kore'de yapılan bir çalışmadan söz ediliyor. Bu çalışmada 20 kadına günde 20 dakika süreyle elleri, kollarının dirsekten alt bölümleri ve yüzlerini güneşe maruz bırakmaları söylenmiş. Öncesinde yapılan D Vitamini ölçümleri 11-20 ng/ml olarak belirlenmiş. Bir ay sonra D Vitaminleri tekrar ölçüldüğünde ise D Vitamini düzeylerinin hiç yükselmediği aksine düştüğü görülmüş. Bu durumu açıklayan çeşitli nedenler olabileceği, araştırmanın sonbaharda yapılması nedeniyle o tarihlerde UVB ışınlarının yeryüzüne ulaşmıyor olabileceğine değiniliyor. Bunun yanı sıra sadece kollar, yüz ve ellerin güneşle 20 dakika temas etmesinin de yetmeyebileceğine dikkat çekiliyor.(6)

 

Çıkardığımız sonuçlar:

 

Sonuç 1- Son zamanlarda bazı arkadaşlarda “biz nasıl olsa D Vitamini takviyesi kullanıyoruz o nedenle öğlen saati güneşte kalmanın gereği yok” gibi bir görüş oluştu. Bu görüşün ne kadar yanlış olduğunu sanırım bu yazıyla açıklamış olduk. Mutlaka herkes öğlen saatlerinde 20 dakika güneşlenmeli 

 

Sonuç 2- Güneşe maruz kalan cilt yüzeyi ne kadar genişse o kadar fazla D vitamini sentezlenir ve güneşin nimetlerinden de o kadar yararlanılır.

 

Sonuç 3- herkes www.woto.com/gunes adresini bir yere not etmeli ve bu uygulamadaki ideal güneşlenme saatlerine uyarak güneşlenmeli.