Unutulmaktan Kurtulan Dünyanın En Müthiş 11 Batık Şehir Harabesi

“Atlantis adası talihsiz tek bir gecede denizin sularına gömülerek kayboldu.” Platon (MÖ. 360)

Bugünden en az 12 bin yıl önce, Herkül Sütunları’nın ötesindeki bir kıta olan Atlantis’in, ihtişamın zirvesini yaşayan çok güçlü bir uygarlık olduğu, ancak kral ve çevresindekilerin, ellerindeki bu yüksek gücü, dünyaya hükmetmek amacıyla kullanmaya kalkıştıklarından ötürü patlak veren bir savaşta teknolojik bilgileri çağımızdakinden ileride olan Atlantisliler’in nükleer silahlar kullandıkları anlatılır. Savaş, nükleer gücü elinde bulunduran Belial Oğulları’nın lehine sonuçlanmış, manevi alanda ilerlemiş olan ve yenilen “Tanrı Yasası Oğulları” ise kıtanın batacağı kendilerine vahyedilmiş olduğundan, onlara bağlı olanlarla birlikte kıtadan göç etmeyi tercih etmişler. Dev bir gelgit dalgasıyla okyanusun derinliklerine gömülen koskoca bir uygarlık, sanki hiç var olmamışçasına kayıplara karışmış.

Yukarıda anlattıklarımız, Antik Yunan filozofu Platon’dan, Mısır Firavunu III. Ramses’den, akaşik okumalara dayalı bilgiler veren Edgar Cayce ve Rudolf Steiner’dan, Tibet’te görevli olarak bulunan İngiliz albay James Churchward’ın eski dinlerin kökenleri hakkındaki araştırmaları doğrultusunda Batı Tibet’teki bir manastırda bulduğu 15 bin yıllık Naacal tabletlerinden Atlantis hakkında kısaca toparladığımız bilgiler. Günümüzde Atlantis ile ilgilenen akademisyenlerin bir kısmı, Atlantis hakkında yazılan külliyatın büyük çoğunluğunun psişiklerce uydurulan safsatadan ibaret olduğunu söylerken bir kısım araştırmacı ise, tek şahidi Platon olan bu gizemli kıtanın eski Yunanlar tarafından unutulduğunu ve aslında Santorini adasında gerçekleşen bir deprem sonucu karanlığa gömülen Minos uygarlığı olabileceğini ileri sürer. Robert Sarmast, Shirley Andrews, Ralph Franklin Walworth, G. W. Sjostrom, Paul Weinzweig ve Pauline Zalitzki gibi “Atlantolog”lar ise yaptıkları pek çok coğrafik ve tarihsel araştırmayla, Atlantis’i gittikçe “efsane” olmaktan çıkardıklarını ve kayıp kıta hakkında gizemlerin çözülmesinin önünü açtıklarını düşünüyorlar.

Bilim insanlarınca onaylanan kesin kanıtları ve kalıntıları olmadığı sürece Atlantis bizler için bir muamma olmayı sürdürüyor. Tıpkı bir zamanlar Homeros’un uydurduğu bir “efsane” sanılan Troya’nın 19. yy. sonunda amatör arkeolog ve define avcısı Schliemann tarafından bulunması gibi… Efsane olmaktan çıkan, unutulmaktan kurtulan, insanlık hafızasına geri dönen dünya üzerindeki bazı batık şehirleri sizler için derledik.

28 Aralık 2016, Çarşamba
Etiketler:   Etiket Eklenmemiş.

Yorumlar0

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

1 + 1 = ?

Facebook Yorumları